Yapılan araştırmalar yeni bebek sahibi olan her 25 babadan birinde doğum sonrası depresyonu görüldüğünü ortaya koyuyor…

Doğum sonrası depresyonu normal olarak yeni doğum yapmış annelerle ilişkilendirilen bir sorundur. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalar bu önemli sorunun yeni bebek sahibi olmuş babalarda da oldukça yaygın bir şekilde görüldüğünü ortaya koyuyor. Araştırmalara göre doğum sonrası depresyonu doğum yapan her 10 kadından birini ve yeni baba olan her 25 erkekten birini etkiliyor. Belirtilerin çoğu kadınlarda görülen belirtilerle benzerlik taşırken erkeklerin düşmanca tutumlar sergileme potansiyelinin daha yüksek olduğu vurgulanıyor.

Babalığın getirdiği baskılar, evde artan sorumluluklar, mali sıkıntılar ve yaşam tarzındaki değişikliklere ilave olarak eşle olan ilişkide yaşanan değişim erkeklerde depresif duygulara katkı yapabiliyor. Buna karşın erkeklerde doğum sonrası depresyonu genellikle gözlerden kaçıyor. Ancak uzmanlar doğumdan hemen sonra babanın depresyona girmesi durumunda çocuklarında davranış sorunları ile duygusal sorunların gelişmesi riskinin arttığını vurguluyorlar. Erkek çocuklar babanın depresyonundan kız çocuklara nazaran daha fazla etkileniyor.

Risk faktörleri
Babalarda doğum sonrası depresyon riskini artıran faktörler nelerdir? Öncelikle annenin doğum sonrası depresyonda olması babanın riskini %3-7 arasında artırıyor. Diğer risk faktörleri ise şunlar:

* İlk kez baba olmak

* İleri baba yaşı

* Babanın eğitim seviyesinin düşük olması

* Stres yaratıcı durumların tekrarlaması

* Bebeğin annesi ile olan ilişkinin durumu

Uzmanlar babada depresyonun annenin hamileliği sırasında ortaya çıkmaya başlayabileceğinin de altını çiziyorlar.

Ne yapılmalı?
Depresyonun kişisel gayretlerle üstesinden gelinemeyecek bir hastalık olduğunu aklınızdan çıkarmamalı ve kendinizde depresyon belirtileri hissetmeniz ya da ailenizden veya çevrenizden buna dair yorumlar almanız durumunda zaman yitirmeden bir psikiyatri uzmanından yardım almalısınız.

Buna ilave olarak kendinize işiniz ve ailenizden ayrı zaman ayırmanız, hislerinizle ilgili olarak aileniz ve arkadaşlarınızla konuşmanız ve önemli hobilerinizi ya da sosyal etkinliklere katılmayı devam ettirmeye gayret etmelisiniz.

Kaynak: www.aile.org