Şimdiye dek pek çok doğuma şahitlik ettim. Normal, epidural normal, suni sancı ile normal, genel anestezi altında gerçekleşen sezaryen, epidural sezaryen, normal niyetiyle başlamış ama sezaryen ile sonuçlanan, sezaryen planlanan ama aniden normal olarak gerçekleşen… 2 saat, 10 saat, 20 saat beklenilen. 32. haftadan 42. haftaya kadar gebelik süreci uzanan, kız bebek, erkek bebek, tek bebek, ikizler, üçüzler…

Kısacası hepsi birbirinden farklı doğumlar.

Ancak bazı şeyler var ki her doğumda aynı, değişmiyor. Yaşadıklarımdan yola çıkarak, kısa kısa anne-baba adaylarına ve aslında daha çok anne-babanın yakınlarına birkaç minik tavsiyede bulunmak istedim.

Doğumdan önce son günler
• Aile: Lütfen anne adayına, hastaymış gibi davranmayın. Yürüme, kalkma, dışarı çıkma diyerek kendisini kötü hissetmesini sağlamayın. Yapmaması gerekenler konusunda zaten doktoru gerekli bilgileri vermiştir. Hamilelik bir hastalık değildir.

• Anne adayları: Hastane çantanızı vaktinden önce hazırlayın ve bagaja yerleştirin. Size göre gerekli ancak yakınlarınıza göre “ne gerek var” eşyalarınızı son dakikada telefon açarak istemek ve onlardan “ne gerek var” yanıtını duymak canınızı sıkabilir. Gerçekten gereksiz bile olsa çok severek aldığınız o emziği, özenerek aldığınız ancak henüz oynaması için çok erken olan oyuncağı ya da 3 aydan önce giyemeyecek olsa bile o tulumu hastaneye götürmek istiyorsanız erken davranın, valizinize yerleştirin. Hayatınız boyunca hastanede bulunmanızın en güzel nedeni doğum ve bir şeylerin eksik olması, doğumdan hemen önce canınızı sıkmasın.

Hastanede
• Aile: 5 dakikada bir “Lavman yapılmayacak mı?” “Epiduralin de falanca filanca yan etkisi varmış” “Acaba sütün gelecek mi?” “Ne işi var babanın doğumda o girmesin!” gibi şeyler söylemeyin. Her doğumda lavman uygulanmaz ve gerçekten gerekiyorsa sağlık personeli gereğini yapacaktır zaten. Doğumla ilgili riskler konusunda da doktoru anneyi yeterince aydınlatmış ya da anne adayı araştırarak öğrenmiştir. Son dakikada sizin o risklerle ilgili konuşmanız anne adayını sıkıntıya sokmaktan başka bir işe yaramaz. Sütünün hemen gelip gelmeyeceğini sormanın da sütün hemen gelmesini sağladığı konusunda bir bilimsel açıklama yok. Unutmayın, doğumdan sonra bebek emdikçe süt gelmeye başlayacak ve artacaktır. Sütün hiç olmaması durumunda da yine sağlık personeli gerekli önlemleri alır, bebek aç kalmaz. Son olarak bir kadın ve erkeğin hayatları boyunca paylaşacakları en değerli an, bebeklerinin dünyaya geldiği andır. Bu ana birlikte şahit olmaya karar vermişlerse, lütfen kararlarına saygı duyun. Anne adayının son dakikada çaresiz gözlerle eşine bakmasına neden olmayın.

• Anne adayları: Sağlık personeli aksini söylemedikçe yatağa tam olarak uzanıp hasta psikolojisine girmeyin. Doğumdan sonra zaten bir süre mecburen yatacaksınız. Doğuma kadar, mümkün olduğunca zamanınızı oturarak ya da yatakta dikey pozisyonda uzanarak geçirin. Kendinizi hasta gibi hissetmeyin, siz hasta değil, anne adayısınız.

Doğuma giderken
• Aile: Gülümseyin, içinizden gelerek gülümseyin. Birazdan ailenize minicik bir bebek katılacak.

• Anne adayları: Duygularınızı saklamaya çalışmayın, kendinizi sıkmayın. İçinizden ağlamak geliyorsa, ağlayın. Gülmek geliyorsa, gülün. Belli etmemeye çalışsanız da yüzünüzde korku, heyecan, mutluluk, endişe, sevinç, merak, tüm bu hisler var ve herkes görebiliyor bunu. Kendinizi zorlamanıza gerek yok. Ve sadece biraz sonra anne olacağınızı düşünün.

Doğumdan sonra bebeğin hazırlıklarını seyrederken
• Aile: Fatma Hanımların bebeği 4200 gr doğmuş olabilir. Mustafa Beylerin torununun boyu 55 cm de olabilir. Nasıl ki biz yetişkinler, esmer, sarışın, kumral, uzun boylu, kısa boylu, orta boylu isek, nasıl ki bazılarımız zayıf, bazılarımız şişman, bazılarımız orta kiloda isek, bebekler de farklı farklıdır. Önemli olan tek şey bebeğinizin sağlığının yerinde olmasıdır. “Size göre” zayıf doğdu diye, o an şaşkınlıkla ve büyük bir mutlulukla bebeğinin hazırlıklarını seyreden taze babayı üzmeyin.

• Anne adayları: Üzülmeyin, doğum fotoğraflarınız ya da bu anları kaydeden bir kamera varsa, siz de sonradan bebeğinizin hazırlıklarını görebileceksiniz.

Doğumdan sonra odada
• Aile: Bebekler hapşırabilirler ve ağlayabilirler. Ağlıyor diye lütfen panik olmayın ve annesinden ayırmayın. Onu sakinleştirecek en güzel şeyin annesinin kucağı olduğunu unutmayın. Ayrıca bebeğiniz hapşırdığında “üşüttü” ya da “eyvah grip olacak” diyerek anne-babanın panik olmasına neden olmayın. Yenidoğanlar hapşırabilirler. Bu yolla genizlerine kaçan damlacıkları dışarı atarlar.

• Anne adayları: Bebeğinizi kucağınıza alın, göğsünüzde yatırın, orada uyumasından çekinmeyin. Pek çok çocuk doktoru “kucağa alıştırma” hadisesinin yenidoğanlar için geçerli olmadığını söylerler. Ağladığında onu sakinleştirmek için onunla konuşabilir, emzirebilirsiniz. Hapşırdığında ise yapacağınız tek şey “çok yaşa bebeğim” demek :)

İlk emzirmede
• Aile: Minik bebeğiniz şuan kendine çok yabancı bir yerde, dünyada. Ve bir anda etrafında onlarca insan. Bilimsel gerçekliği var mıdır bilmiyorum ancak, bebeklerin etraflarında olan bitene duyarlı olduklarına, stresi algıladıklarına inanıyorum. Bu yüzden sakin ve olumlu olun. Evet bebeği çok merak ediyorsunuz, ancak ilk emzirmede annenin başında 5 kişi birden emzirme konusunda tavsiyelerde bulunduğunda, anne daha çok bocalıyor. Unutmayın, bu onların ilk temasları. Emzirme konusunda ikisi de henüz çok acemiler. Onları bir süre başbaşa bırakmanız (bebek hemşiresi ve bebeğin babası zaten yanlarındadır) birbirlerini tanımaları için çok faydalı olacaktır.

• Anne adayları: Bebeğinize dokunun ve onun da size dokunmasına izin verin. İlk anda emziremiyor olmanız, asla emziremeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Hem yatıyor olmanızdan dolayı pozisyon zorluğu, hem bebeğinizin yorgun olması, hem de her ikinizin de bu konuda henüz acemi oluşunuz işinizi zorlaştırabilir. Emzirirken bebeğin üstte kalan elindeki eldiveni çıkarın, size dokunmasına izin verin. O emerken yanaklarına, gıdısına dokunun. Gıdısına dokunmak aynı zamanda emmesi için onu uyaracaktır. Pozitif olun ve sadece bebeğinize odaklanın. Emzirmek sadece bebeğinizin karnının doymasına yarayan bir eylem değildir. Bebeğiniz göğsünüzde kokunuzu alır, kendini güvende hisseder. Tadını çıkarın!

Ayrıca bebeğiniz emerken sizin için küçük ama kendisi için oldukça büyük bir efor sarfetmektedir. Üzerini kat kat örtmeyin, sizin teninizin sıcaklığı ve sarfettiği efor ile zaten ısınacaktır. Sizin giysilerinizin 1 kat fazlası bebek için idealdir. Örneğin siz bir gömlek giyiyorsanız, bebeğinize bir badi + tulum giydirebilirsiniz. Badi + tulum + hırka + üzerine sıkı sıkı sarılan battaniye, sizin için montla oda sıcaklığında oturmak gibidir. Üşüyüp üşümediğini kontrol etmek için de lütfen el ya da ayaklarını baz almayın. Yenidoğanların elleri ve ayakları vücutlarından daha soğuktur. Vücut sıcaklığı için ensesini kontrol edebilirsiniz (dokunmadan önce ellerinizin çok soğuk olmamasına dikkat edin:)

Ve son olarak bebeğinizi benim yerime de koklayın :)

Sevgiler,

Alev Durmuşoğlu

– – –

Unutmadan! Bu yazıyı sevdiyseniz şunu da okuyun :)